Bafa merkeze çay molamızdan sonra çıkış ile Milas'a doğru yol alıyoruz. Milas'a gelmeden Euromos Antik Kenti'nde kısa bir gezi yapacağız. Ortalama 15 - 20 dk. kadar sonra Euromos 'dayız. Yol üstünde kalan ve Kızılbayır Dağı’nın eteklerine yayılan Euromos Antik Kenti, Milas’a yaklaşık 12 km mesafededir.
Romalı yazar yaşlı Plinius tarafından “Eurome” olarak adlandırılan kent, daha erken dönemde Kyromos, Hyromos ve Hellenistik Dönem’de de kullanılmış olan Europos isimleriyle de anılmıştıru Euromos, antik çağda Mylasa’dan sonra yörenin en önemli kentidir. Yunanca’da “güçlü” anlamına gelmektedir.
Bir yazıttan öğrendiğimize göre Euromos’un, kuzey komşusu Herakleia ile arası açılmıştı. Bunun nedeni Herakleialılar’ın Euromos topraklarını yağma edip kutsal ve özel malları götürmeleriyle yağmadan etkilenen bir Euromoslu’nun başvurduğu Mylasa yetkilileri Herakleia’ya gönderdikleri elçi ile sorunu çözümlemişler.
Büyük İskender’in fethinden sonra Euromos Makedonya, Mısır ve Suriye kralları arasında el değiştirmiştir. Kent, M.Ö 201-196 yılları arasında Makedonya Kralı V. Philippos’un denetimine girmiş ve kentin adı Philippoi olmuştur. M.Ö.188 Apameia Anlaşmasıyla Karia’nın geri kalanı gibi Euromos Rodoslulara devredilmiştir. Roma İmparatorluk Çağı’nda gelişen ve bağımsız bir kent olan Euromos, Bizans Dönemi’nde Mylasa piskoposluğu içerisinde varlığını sürdürmüştür.
Kentte ilk kazı ve restorasyon çalışmaları 1969-75 yılları arasında Ümit Serdaroğlu tarafından gerçekleştirmiştir. Yaklaşık 40 yıllık aradan sonra, 2011 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abuzer Kızıl başkanlığındaki bir ekip tarafından, yeniden başlatılmış ve çalışmalar halen devam etmektedir.
Kazı çalışmalarıyla elde edilen şimdiki veriler kentin Geç Geometrik Dönem’den Bizans Dönemi’ne kadar kesintisiz bir biçimde yerleşime sahne olduğunu göstermektedir. Kentte, Zeus Lepsynos Tapınağı, kuzey ve güney nekropolleri, agora, tiyatro, hamam, surlar ve şapel görülebilecek başlıca kalıntılardır.
Zeus Lepsynos Tapınağı Anadolu’daki en iyi korunmuş tapınaklardan biri olması itibariyle dikkat çekicidir. Kent kalıntıları çok yıpranmış olmalarına karşın, Asya’nın en iyi korunmuş yarım düzine tapınağından biri de Euromos’taki Zeus Tapınağı’dır. M.S.II. yüzyıldan kalma yapı cephelerinde 6, yanlarında 9 sütunlu ve Korinth düzeninde yapılmıştır. Yapının kuzey kenarındaki 3 sütun ile güneybatı köşesindeki sütunun yivsiz oluşundan süsleme işinin yarıda bırakıldığı anlaşılıyor. Kuzey ve batıya bakan yüzlerdeki sütunların tümünde adak yazıt taşıyan panolar vardır. Sütunlardan beşi fizikçi ve kamu görevlisi Menekrates ile kızı Tryphania, yedisi de Leo Quintos adlı bir başka kamu görevlisi tarafından sunulmuştur.
Büyük ama oldukça kötü durumdaki tiyatro ovanın hemen üzerindeki yamacın girintisi içinde yer almaktadır. Görülebilen 5 oturma sırasının kuzey kesimleri iyi korunmuştur. Düz bir alan üzerindeki agorayı çevreleyen stoanın birkaç sütunu görülebilir durumdadır. Daha batıda bir başka stoa daha vardır. Bu stoanın sütunlarından birinde Kallisthenes adlı kişinin kente yaptığı parasal yardım ve İasos’un yandaşlığı üzerine bilgi veren uzun bir yazıt yer almaktadır.
Buradaki gezimiz sonrası Kıyıkışlacık'a doğru yol alıyoruz. Sahilde balık ve İassos Kenti gezimiz var. Bakalım neler göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder