Akdeniz ülkeleri ve özellikle adalarında var olan yeldeğirmenleri restore edilip turizme kazandırılırken bizim ülkemizde neden varlığından söz ettirilemiyor bilinmez. Bunlarında hemen hemen hepsi bu gün kaderine terkedilmiş olup zamana direnmektedir.
YEL DEĞİRMENLERİNİN TARİHİ
Tarihteki ilk yel değirmenlerine, MÖ 2800 yıllarında Mısır ve Çin’de rastlıyoruz. Yazılı belgelerde rastlanan ilk yel değirmeni, MS 644 yılında İran-Afganistan sınırında yer alan Seistan’da inşa edilmiş. Modern yel değirmeni olarak nitelendirebileceğimiz ilk rüzgâr türbini, 1890 yılında Danimarka’da üretilerek rüzgâr gücünün elektrik enerjisine çevrilmesinde kullanılmış. 20. yüzyılla birlikte buhar gücünün ortaya çıkması ve kentlerin elektriğe kavuşması, klasik yel değirmenlerine zamanın tozlu raflarındaki yerlerini de hazırlamış.(sklife Ekim 2009 sayısından alınmıştır).
Yel değirmenlerinin yapısına bakıldığında üç katlı olduğunu görüyoruz. Katlar ahşap ve taş merdivenler ile çıkılıyor. Küçük küçük pencereler. En üst kat sanırım değirmencinin odası olsa gerek. Kendi kaderine terkedilmiş, yıkılmaya yüz tutulmuş, sanki varlığı ve yokluğu hissedilmiyormuşcasına dururken kendi halinde ve mahsundur yel değirmenleri. Bir zamanlar insanoğlunun şenlendirdiği bu değirmenler bugün ise virane, harap ve ot bağlamış haliyle kaderini beklemektedir. Konum olarak ta denize nazırdırlar. Bu gün ancak nostaljide hatıra resim çektirilen figürdürler artık. Yel değirmenlerinin sessiz çığlığını ve hüzünlü halini dinlemek için güneşin batışını buradan izlemek yeterli sanırım. Her taraf karanlıklara gömülürken sende sessizliğe gömülüyorsun onun gibi. Yolunuz düşerse bir gün buralara mutlaka bunu deneyin.
Anadolu'da yel değirmenlerinin bulunduğu bölge Ege bölgesidir. Bu gün bu bölgede yok olmuşluğun yanında yok olmaya karşı da halen daha inatla direnen bir kaç yel değirmenlerini görebiliyoruz. (foto hüdai)
HALKAPINAR YEL DEĞİRMENLERİ
Balıkesir il merkezi Şamlı bucağının Halkapınar köyündedir. Köy Rumi 1277 tarihinde kurulmuştur. Köyün kurulduğu yer bu tarihten önce Şamlı Bucağı ile Kamçılı Köyü sınırları içinde bulunuyormuş. Burası bir çiftlikmiş. Miladi 1858 yılında Kafkas Türklerinden Nogaylardan Ali Efendi sülalesi gelip köyün kuzey bölgesine yerleşmiştir. Daha sonra Hacı Yusuf Bey tek başına gelip aynı yere yerleşir. 1877-1878-93 Harbi Osmanlı -Rus savaşı sırasında Bulgaristan'dan üç göçmen kafilesi gelir. Köyün bulunduğu yere yere yerleşir. Bunlar İmamlar Oymağı, Yörükler oğulları,Topallar Oymağı, Mümanlar, Deli Memetler, Semerci oğulları, Adem Oğulları gibi Ailelerdir. 10 yıl sonra Miladi yıl 1888 de hudut terki ile bugünkü köy sınırları içinde bulunan toprak parçalarının tapuları köylülere verilmiştir. Geldiği yıllardan sonra köy 120 haneye çıkmasına rağmen son yıllar dışarıya giden göçerlerle 80 haneye kadar düşmüştür. 1950-1951 yıllarında Bulgaristan dan dört göçmen ailesi daha gelmiştir. köy bugün 353 nüfustur.
Ahmet Esmer'in ödül aldığı 7 adet yel değirmeni bulunmaktaydı ancak zaman içinde yıkıldılar. Bu değirmenlerin köy ve etraftaki köyler için büyük bir önemi vardı Bu yel değirmenler küçük bir tepenin bitiminde bulunurdu ve soğuk esen kaba yelde insanların bir çuval un yaptırabilmek için eşekleriyle getirdikleri buğday çuvalları başında titreşirler ve korunabilmek içinde kuytularda yaktıkları ateş etrafında sabırla bekleşir işi biten de eve hemen ulaşmanın derdine düşerdi zira ekmek yapılarak ve akşam yemeğine yetiştirilmesi gerekir. Hasun denilen fabrika unları çıkıncaya kadar bir dönemin önemli bir geçim kaynakları idiler (Bilgi; Halkapınarnet)
Aağıda ki fotoğraf karesinden bu gün hiç bir eser kalmamıştır. resim dönemin fotoğrafçılarından Ersoy Aydoğan'a aittir.
bu resim il kültür müdürlüğü foto arşivinden alınmıştır. |
Günümüz Bozcaadası'na bakdığımızda (Sefer Bayraktar'ın fotoğraf karesi) her şey normal görünse de aşağıdaki resim karelerinde görülen yel değirmenlerinden bu gün hiçbir iz kalmamıştır. Modern yel değirmenlerine yenik düşen bu değirmenler zamana direnemeyerek o da diğer yel değirmenleri gibi yok olup gitmiştir.
YALIKAVAK YEL DEĞİRMENLERİ
Bodrum'un Yalıkavak beldesindedir. Hemen hemen her beldesinde görülebilen yeldeğirmenleri turizm bölgesi olması nedeniyle bir kısmı restore edilmiştir.
BODRUM YEL DEĞİRMENLERİ
Bodrum merkezinin Gümbet yolu üzerinde olup tepeye hakim konumdadır. Bodrum'u selamlarcasına duruşuyla Bodrum'un sembolleri arasındadır.
TURGUTREİS YEL DEĞİRMENLERİ
Bodrum'un Turgutreis beldesinde tepededir. Bu gün tamamen harap halde kaderine terkedilmiştir.
GÜMÜŞLÜK YEL DEĞİRMENLERİ
Bodrum Gümüşlük beldesinde tepeye nazır şekilde durmaktktadır. Harap halde zamana direnmektedir.
FOÇA YEL DEĞİRMENLERİ
İzmir'in Foça ilçesine hakim tepededir. Bu gün Foça ile özdeşleşmiş olsa bile harabe halde olup zamana direnmektedir.
ALAÇATI YEL DEĞİRMENLERİ
İzmir'in Alaçatı beldesindedir. Bu gün ayakta kalanları restore edilmiş olup kafeterya olarak kullanılmaktadır. Alaçatı'ya gelen turistlerin en çok ziyeret ettikleri yerlerdendir yeldeğirmenleri.
AYVALIK YEL DEĞİRMENLERİ
Balıkesir'in Ayvalık ilçesi merkez Cunda adasındanır. Bunlardan bir kaç tanesi restore edilmiş olsa bile bir kaç tanesi kaderine terkedilmişçesine yıkılmayı beklemektedir.
DATÇA YEL DEĞİRMENLERİ
Muğla'nın Datça ilçe sınırları içinde bir çok yerlerde görülebilmektedir. Ancak hepsi harap haldedir. Kızlan köyünde altı tane olup bunlardan bir tanesi kaymakamlık tarafından restore edilerek kafeterya olarak hizmet sunulmuştur. Bu bölgedeki yeldeğirmenleri için Datça'da yel degirmenleri yazımı okuyabilirsiniz.
MORDOĞAN YEL DEĞİRMENLERİ
İzmir'in Mordoğan beldesindedir. Deniz kenarında olup zamana inatla ayakta durmaktadır.(foto ibrahim eraybat)
ÇUBUK GÖLÜ YEL DEĞİRMENLERİ
Bu gün yöre halkının ve yabancı turizmin gözdesi olan Cubuk Gölü'nde yel değirmenleri sıklık la görülmektedir. bu yel değirmenleri bu gün pansiyon ve kafeterya olarak kullanılmaktadır. (foto erol gündüz)
Yorumlar
Yorum Gönder