Güzel bir günün başlangıcındayız. Bu günkü gezimizi bir önceki yazımda bahsettiğim Dilek Yarımadası Milli Parkı'na olacak. Kuşadası'nın hemen çıkışında ve Söke yolu üzerinde olan Kipa alışveriş merkezinden alışverişimizi yapıyoruz. 30 dk kadar sonra Davutlar beldesine bağlı Güzelçamlı'dayız. Milli parka giriş ücretli olup fiyatı gayet uygundur.
Milli park gezimize en son nokta olan Karasu Koy'undan başlayacağız. Zaten ondan sonrası yasak bölgedir. Karasu Koy'u milli parkın son koyu olup 11 km mesafededir. Birçok koyları olmasına rağmen sadece dört tanesi halka açıktır. Bunlar sırasıyla İçmeler, Aydınlık, Kavaklıburun ve Karasu koyları olmak üzere birbirinden güzel plajlardır.
Yemyeşil ormanın arasında yol alıyoruz. Mükkemmel bir doğa ve tertemiz orman kokusu içinde kuş sesleri. Milli parka girişten 15 dk. kadar sonra Karasu Koyu'na varıyoruz. 450 metre uzunluğunda mükkemmel bir plaj. Çakıllı olmasına rağmen suyu berrak. Hemen arkamız ormanlık ve karşımızda Sisam Adası.
Buraya konulmuş onlarca masalardan birine oturup doğal ortam ve orman havasında mükkemmel kahvaltımızı yapıyoruz. Huzurun adresi burası olsa gerek. İlk defa buraya gelmiş olmamıza rağmen sanki burayı daha önce görmüş gibiydik. Ama nerden ve ne zaman? Sorumuzun cevabını bulduk. Tabiiki yeşilçam sinemasından. Özellikle Orhan Gencebay'ın bir kaç filmi burada çekilmiş.
Burada evcilleştirilmiş yaban domuzlarını görüyoruz. O yüzden yiyecek türü gıdaların saklanması ve korunmasında fayda var. Yoksa domuzlar hata affetmiyor.
Biraz etrafı gezdikten sonra yüzüyoruz. Su her ne kadar soğuk olsada belli bir süre sonra alışıyorsun. Buraya konulmuş bir çok şezlong var. Bunları kullanmak ücretsiz. Yüzmenin vermiş olduğu yorgunluk ve açlık ile karpuzumuzu kesip biraz olsun açlığımızı yatıştırıyoruz.
Neden Dilek Yarımadası Milli Parkı? Biraz bilgi verelim. Doğa fotoğrafçılığı için mükkemmel bir yer. En iyi korunmuş Akdeniz maki bitki örtüsü, doğal bitki, hayvan toplulukları, dinlenme, jeoloji, tertemiz koyları ve plajları ile ünlü. Eski adı Kalamaki olan Dilek Yarımadası gür orman örtüsüyle kaplı. Milli park içinde bilindiği kadarıyla bugüne kadar 805 adet bitki türüne rastlanmış. Bunlardan 6 tanesi dünyada bir tek Dilek Yarımadasın da görülmekte. Sayısız bitki örtüleri içinde en çok görebileceğimiz bitki çeşitlerine baktığımızda karaçam, karaselvi, erguvan, defne, akçaağaç, ıhlamur, çınar, zakkum, kokarçalı, hanımeli, kavak, incir, ahlat, böğürtlen, keçiboynuzu, sandal ağacı, zeytin, meşe, katırtırnağı, dişbudak, yasemin, alıç, menengiç, sumak, karaağaç, funda eğrelti otlarını görebiliriz.
Buraya doğal bir hayvanat bahceside diyebiliriz. Birçok kuş türü ile kara ve deniz canlılarına ev sahipliği yapmanın yanı sıra özellikle nesli tükenmekte olan Akdeniz foklarınında uğrak noktasıdır. Dilek Yarımadası ile Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda yaklaşık 250 adet kuş türü bulunur ve bunlardan 70’i burada üremektedir. Nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan küçük karabatak, dünyada toplam sayıları 3000 çift olduğu tahmin edilen tepeli pelikan, küçük akbalıkçıl, küçük kerkenez, akça cılıbıt ve akkuyruklu kartal deltada üreyen önemli kuş türlerinden bazılarıdır. Ortalama 28 memeli, 42 sürüngen, 45 çeşit balık türüne ve çok sayıda deniz canlısına ev sahipliği yapmaktadır.
Yunusların ve deniz kaplumbağalarının özgürce dolaştığı bu ortam içinde, türlü algler, ahtapot ailesinden kafadan bacaklılar, deniz kestaneleri ve deniz yıldızları, süngerler ve pek çok balık türü yaşar. Orfoz, lağos, sinarit, mığrı, müren, levrek, eşkina, akya, sarpa, iskaroz, papaz balığı, karagöz, melanur, lapin, mırmır, sargoz, hanoz, iskorpit, kefal, çipura bu balıklardan bazılarıdır. Milli Park, nesli tükenmiş ya da tükenmek üzere olan Anadolu Parsının batıda yaşadığı son noktasıdır.
Saat 14.00 gibi buradan ayrılıp diğer koyları gördükten sonra milli parkın girişine 1 km mesafedeki ilk koy olan İçmeler koyuna geliyoruz. Burası milli parkın en kalabalık noktası. 310 metre uzunluğundaki bu plaj hem yakınlık hemde kumsal olması sebebi ile büyük ilgi görse gerek. Bu koyda da diğer koylardaki gibi hepsinde piknik masaları, tahta şezlong ve güneşlikler, duş, wc, kafeler mevcut olup ancak mangal yakmak yasaktır.
Bu plajın suyu diğerleriyle kıyaslandığında daha ılıktır. 100 metre bile açılsan suyun derinliği bir metreyi geçmiyor. Yorgunluğunu atmak ve kafa dinlemek istiyorsan adresin burası olsa gerek. Mükkemel bir günün ardından akşam güneşinin batışını buradan izleyerek ayrılıyoruz. Bir başka kayıp şehirde buluşmak üzere...
Önceki ve sonraki gezilerim
Her yönüyle Dilek Yarımadası tıklayınız
Dilek yarımadası'nda Dağlara Doğru tıklayınız
Yorumlar
Yorum Gönder