Ana içeriğe atla

FRİG VADİSİ'NE DOĞRU GEZİ

Bu günkü gezi durağımız da Hititler'i tarih sahnesinden silerek Orta Anadolu'ya hakim olan ancak kendide MÖ.700 yılın sonlarına doğru Kimmerler’in istilâsı sonucu yok olan Frigler diyarı var.

FRİGLER KİMDİR? MÖ.1200 yıllarından itibaren Anadolu'ya gelen Frigler Kütahya, Eskişehir, Afyon, Ankara ve Sakarya bölgelerinde yaşamaya başladı.

Gerdekkaya

Hitit Devleti'ne son verip Anadolu'nun büyük güçlerinden biri oldu. Frigler Herodotos ve Strabon'a göre Trak (Balkan) asıllı bir kavim olduklarıdır. Çağımız bilginlerinin çoğu tarafından da kabul edilmiştir. Arkeolojik buluntularda Trakya ve Makedonya’daki tümülüsler ve içlerindeki eşyalarla Frigler’in kullandıkları eşyalar benzerlikler göstermektedir. Bilinen MÖ.900 yılda Gordion (Yassıhöyük-Polatlı) baskent'tir.

Frigyalılar Kral Midas döneminde bütün Orta ve Güneydoğu Anadolu’ya egemen, güçlü bir krallık oluşturmuşlardır. En parlak dönemleri MÖ.800 yıldır. Friglerin güçlü bir krallık kurmuş oldukları dönem MÖ.725 yılı ile 695 yılları arasına denk gelmektedir.

Kafkaslar üzerinden Doğu Anadolu’ya giren Kimmerler’in, önce bölgedeki Urartular’ı güçsüzleştirip sonra Kızılırmak’a kadar gelmeleriyle barış dönemi bozuldu. Frigler en parlak çağını yaşarken MÖ.700 yılın sonlarında Frig toprakları da Kimmerler’in istilâsına uğradı. MÖ. 690 yılında Kimmerler, Frig kralı Midas’ı mağlup ederek bu devletin siyasi varlığına son verdi. MÖ 676 yılında Kral Midas, yaşanan bu hezimet üzerine yaşamına son vermiştir. Batıya kaçan Frigler, küçük beylikler halinde bir süre daha varlıklarını sürdürseler de Lidyalılar'ın egemenliğine boyun eğmek zorunda kalmışlardır.

Bu bölgede çıkan eserler Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya arkeoloji müzelerinde sergilenmektedir.

Din inançları

Frigler; Hititler gibi çok tanrılı bir din inancına sahiptirler. İnandıkları ilahlara ait putlar, daha çok ziraat ve bereketle ilgilidir. En büyük tanrıları olan Kibele, toprak ve bereket tanrıçasıydı. Onun şerefine mabetler ve ayinler yapılırdı. Kibele yanısıra Attis, Sebazios, Men Friglerin önemli tanrılarından bazılarıdır.  

Friglerde de kayaların içine oyulmuş kral mezarları mevcuttur. Çok büyük olan bu mezarların içine kralın ölüsüyle birlikte onun hayatta en çok sevdiği eşyaları da beraber gömülmekteydi. “Tümülüs” Frigler tarafından yapılmış yapay mezarların genel adıdır. Sayıları yüz civarındadır. Frigler’den önce bu tümülüsler Anadolu’da görülmemiştir. Büyük olasılıkla Frigler, Anadolu’daki ölü gömme geleneklerini Frigya’ya yerleşince de devam ettirmişlerdir. Tümülüslerin içindeki oda mezar, ana zemin üzerine inşa edilmiştir.



Yaşam tarzları

Frigler, bu coğrafyada ki Yunan halkı üzerinde de büyük etki sahibi olmuştur. Dilleri Frigce'dir. Müzik alanında da ileri oldukları ve birçok müzik aleti geliştirdikleri bilinmektedir. Flüt, simbal gibi müzik aletlerini keşfetmişlerdir. Maden, ağaç işlemeciliğinde de gelişmişlerdir. Kazılarda makara kulplu bronz tabaklar, kazanlar, altın, gümüş ve bronz yaylı çengelli iğneler, değerli madenlerden giysi kemerleri, tokalar ve zengin bezemeli dokuma ürünleri, ahşaptan ve seramikten hayvan heykelcikleri ve geometrik desenlerle süslü ev eşyaları bulunmuştur. Özellikle çengelli iğne (fibula) yapımında kullandıkları teknolojinin o döneme göre çok ileri olduğu anlaşılmıştır. Frigler dokumacılıkta çok ustaydı ve aynı zamanda ziraatçi bir kavimdi. Frigler çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmışlar, tarımı korumak ve geliştirmek için özel kanunlar ve kurallar koymuşlardır. Yapılan kanunlarda tarımla ilgili ağır cezalar öngörülmüştür. Bu kanunlara göre, öküz kesenin ya da saban kıranın cezası ölümdür.





FRİG VADİSİ NEREDE?

Frig Vadisi coğrafyası ile gezilip görülmeye değer, mükkemmel bir bölgedir. Frig vadisi genel olarak Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya üçgenini kapsamaktadır. Afyonkarahisar’da İhsaniye, İscehisar ve Bayat ilçelerinin tamamı ile merkez ilçe, Bolvadin ve Emirdağ ilçelerinin bir kısmını; Eskişehir’de Seyitgazi, Sivrihisar ve Han ilçelerini; Kütahya’da ise merkez, Tavşanlı ve Altıntaş ilçelerinin bir bölümünü kapsamaktadır.

FRİG VADİSİNDE GEZİLECEK YERLER

Frigyalılar'dan günümüze kalan ve gezilebilen başlıca yerleri ve eserleri gezmeye kalktığımızda abartısız söylüyorum kanımca 5 - 6 gün ayırmak gereklidir. Ancak belli başlı yer ve eserleri görmek için kesinlikle 2 gün gereklidir. Bunların başında Yazılıkaya Midas Anıtı gelmektedir. 

Midas Anıtı (Yazılıkaya)

Eskişehir’e 80 km uzaklıkta bulunan Midas Anıtı (Yazılıkaya) Yazılıkaya Köyü’nde yer almaktadır. Ana cephesi üçgen alınlıklı, nişli, ve geometrik desenli olup, nişlerine Tanrıça Kübele Heykeli konulmuş veya kabartması yapılmıştır. Yüksekliği 17 m. olan anıtın, MÖ. 700 yılda yapıldığı düşünülmektedir. 

Görülmesi gereken diğer önemli yer ve eserler için ise iki gün ayrılmalıdır. Bu yer ve eserler şunlardır : Küçük Yazılıkaya, Bitmemiş Anıt, Areyastis Anıtı, Bahşeyiş Anıtı, Aslantaş, Yılantaş, Maltaş, Aslankaya, Burmeç, Büyük ve Küçük Kapıkaya Anıtları, Gerdek Kaya, Doğanlı Kale, Avdalaz Kalesi, Ayazini Kilisesi ve Üçlerkayası.

Genel manada Frig Vadisini 5 - 6 gün gezelim-görelim derseniz size çıkaracağım yer ve eserler şunlardır : 

Kütahya bölgesinde merkezden başlayarak Altıntaş, Tavşanlı ilçeleri ve civarında bulunan Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Sökmen ve Fındık mağara yerleşimleri gezilebilir.

Eskişehir iline bağlı Seyitgazi, Han ve Sivrihisar ilçeleri ve civarı gezilebilir.

Seyitgazi ilcesi : Asmainleri Saklı Vadi (Kırka Beldesi), İnliyayla kaya mezarları (Gökçegüney Köyü), Bahşeyiş Anıtı (Gökbahçe Köyü), Asar Kale, Aslanlı Mabet (Kümbet Köyü)Akpare Kale, Gerdekkaya, Doğanlı Kale, Deveboynu Kalesi (Çukurca Köyü), Yapıldak Kale (Yapıldak Köyü), Seyircek Kale (Büyükyayla Köyü)

Han ilçesi : Pişmişkale, Kocabaş Kale, Gökgöz Kale, Yazılıkaya, Küçük Yazılıkaya, Kırkgöz Kayalıkları (Yazılı Köyü), Akhisar Kale,

Afyonkarahisar iline bağlı İscehisar, İhsaniye, Bolvadin ve Bayat ilçeleri civarı gezilebilir.

İscehisar ilçesi : Seydiler Kalesi, Seydiler Peribacaları, Kırkinler Kaya yerleşimi, Kuzin Kaya yerleşimi (Seydiler Kasabası), Ağın Kaya yerleşimi, Ağın Peribacaları (Karakaya Köyü), Konarı Peribacaları (Konarı Köyü), Çatağıl Peribacaları (Çatağıl Köyü), İbrahim İnleri (Selimiye Köyü),

İhsaniye İlçesi : Üçlerkayası, Aslankaya, Kapıkaya l., Kapıkaya ll. (Üçlerkayası Köyü), Aslantaş, Yılantaş, Maltaş (Kayıhan Kasabası), Avdalaz Kalesi, Ayazini Kilisesi (Ayazini Köyü), Böcü İni Kaya yerleşimi (Kıyır Köyü), Asar Kale, Döğer Peribacaları, Döğer kaya yerleşimi, Tomsu kaya yerleşimi (Döğer Kasabası), Sarıcaova Peribacaları (Sarıcaova Köyü), Demirli Kalesi (Demirli Köyü), Bayramaliler Kalesi (Bayramaliler Köyü),O Kalesi (Çatağıl Köyü),  

Bayat İlçesi : İnpazarcık kaya yerleşimi (İnpazarcık), Asar Kalesi (Köroğlu Dağı etekleri), Derbentinleri kaya yerleşimi (Derbent Köyü)

FRİG YOLU YÜRÜYÜŞ ROTALAR

Frig Yolu'nun merkezi Midas (Yazılıkaya)’dır. Diğer yollardan farklıdır. Üç ayrı koldan başlayan rota Midas (Yazılıkaya)’da birleşmektedir 

Frig Yolu Rota 1 : Afyonkarahisar (Seydiler)'den başlayan yürüyüş rotası Midas (Yazılıkaya)’da bitmektedir. Rota toplamı 140 km’dir. 

Frig Yolu Rota 2 : Kütahya (Yenice)'den başlayan yürüyüş rotası Midas (Yazılıkaya)’da bitmektedir. Rota toplamı 147 km’dir 

Frig Yolu Rota 3 : Eskişehir - Ankara (Gordion)'dan başlayan yürüyüş rotası Midas (Yazılıkaya)’da bitmektedir. Rota toplamı 219 km’dir.

ÖNEMLİ BİLGİLER

Sıcakların etkileyeceginden eylül, ekim veya nisan, mayıs aylarında gezmeniz tavsiyemdir.

Müze kartı olmadan gezilebilir.

Bölge dağınık olduğundan yanınızda su gibi sıvı ihtiyaçlarınız yanınızda bulundurulmalıdır.

Vadiyi gezmeden önce olan ve program yapılmalıdır.

Üç ana rotadan oluşan Frig Yolu, yolun takibini kolaylaştırmak için tamamı kırmızı-beyaz renklerle işaretlenmiştir.

FRİG VADİSİ'NDE KONAKLAMA

Frig Yolu güzergâhı üstündeki bazı köylerde köy evleri restore edilerek ev pansiyonculuğuna uygun hale getirilmiştir.

Konaklama konusunda tavsiyem kamp alanlarında çadır kurmanızdır. İsterseniz istediğiniz ve müsait bulduğunuz yerlerde de kurabilirsiniz, güvenli bölgedir. Emre Gölü en uygun yerlerdendir. 

Bir başka Kayıp Şehir Anadolu'da görüşmek üzere





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANADOLU' DAKİ SELÇUKLU ESERLERİ

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ (1077 - 1308) Türkler'in anadoluya girişi 1071 yılında  Büyük Selçuklu Sultanı Al parslan tarafından Malazgirt Savaşında Bizans'lıları mağlup etmesiyle olmuştur. 1092 yılında iç karışıklıklar sonucunda dörde ayrılan Büyük Selçuklu Devleti' nin son bulması Anadolu da Anadolu Selçuklu Devleti' nin doğmasına sebep olmuştur. İznik' e kadar tüm Anadolu' ya hakim olan Süleyman Şah 1077 yılında  Anadolu Selçuklu Devletini kurmuş oldu. Anadolu' nun Türk' leşmesinde büyük rol oynayan Selçulu' ların İlimde de ilerlemeleri şüphesiz çok büyüktür. Yaptıkları eserlerde özellikle medreseler başta olmak üzere han, hamam, darüşşids, cami, köprü gibi eserler halen daha ayaktadır. ÖNEMLİ ESERLERİ ALAADDİN CAMİİ Anadolu Selçuklu Devrinin en büyük ve en önemli ulu camilerinden biri olan Alaaddin Camii Konya’nın merkezinde yer alan Alâeddin Tepesi üzerinde inşa edilmiştir. Selçuklu Sultanı I.Rükneddin Mesud (1116-1156) zamanınd

OSMANLI DÖNEMİNDE KABADAYILAR

1 - İPSİZ RECEP (1862) 1. İpsiz Recep Reis, 2. Mehmet Altıkanoğlu, 3. Osman Altıkanoğlu, 4. Salih Çavuş, 5. İlyas Altıkanoğlu ve 6. Kansız Ali 1862 yılında doğan İpsiz Receb Rizeli' dir. İpsiz lakabının verilmesine dair iki anlatım vardır. Birine göre cesareti, gözü pekliği ve ataklığı, diğer anlatıma göre ise elinde, avucunda ne varsa olanada, olmayanada dağıtmasıdır. yani "cep delik cepten delik" misali ismi ipsize çıkmıştır. Milli mücadelede ki başarısıylada Atatürk' ün takdirini kazanmış birisidir.  O zamanlar yelkenkisiyle kömür taşımacılığı yaparken işlerinin ters gitmesiyle eşkiyalığa soyunmuştur. Kandıra civarında müslüman halka zulüm yapan rum çetelerine karşı Kuva-i Milliye saflarında başarıyla karşı koymuştur. 2 - ODESALI KOSTİ (1895) 1885 doğumlu olan Odesalı Kosti Tünel' den Taksim' e kadar tüm mekanların haracını yiyor, hiç ip ucu bırakmadan kayıplara karışıyordu. Başı sıkışıncada işgalci polisler sayesinde paça

DOĞANBEY KÖY (Terk edilmiş Rum Köy'ü)

Bugün ki gezi rotamızda Doğanbey Köy ve Karina bölgesi var. hlc tatil köyünde yaptığımız güzel bir kahvaltıyla yola koyuluyoruz.  Kuşadası' ndan saat Saat 12.30 gibi buradan ayrılarak Doganbey Köy yolunu tutuyoruz. Dilerseniz Atburgaz' dan geçerken Atburgazı Kalesi(Asartepe) ve Yakapınar Kalesi' ni gezebilirsiniz. ama bu gün bu iki kale harabeye dönmüş durumdadır. Yollar asfalt ve tek şeritli. İleride yol ikiye ayrılıyor. Soldaki yol Milet Antik Kenti' nin oldugu Balat Köyü ' ne gidiyor. Biz sağdan Doğanbey tabelasını takip ediyoruz. Nihayetinde Doğanbey Köy' e varıyoruz. O da Priene gibi sırtınını Samsun (Mykle) dağlarına dayamış. Önünde Büyük Menderes Deltası' nın Ege Denizi' yle buluştuğu muhteşem manzara.  Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sınırları içinde yer alan Doğanbey köyü, yürüyüş parkurları, trekking alanları, kuş çeşitliliği, gelişmiş florası ve endemik bitki türleriyle eko turizmin de geliştiği bir bö

ZAMANA DİRENEMEYEN YEL DEĞIRMENLERINİN ÖYKÜSÜ

Akdeniz ülkeleri ve özellikle adalarında var olan yeldeğirmenleri restore edilip turizme kazandırılırken bizim ülkemizde neden varlığından söz ettirilemiyor bilinmez. Bunlarında hemen hemen hepsi bu gün kaderine terkedilmiş olup zamana direnmektedir. YEL DEĞİRMENLERİNİN TARİHİ Tarihteki ilk yel değirmenlerine, MÖ 2800 yıllarında Mısır ve Çin’de rastlıyoruz. Yazılı belgelerde rastlanan ilk yel değirmeni, MS 644 yılında İran-Afganistan sınırında yer alan Seistan’da inşa edilmiş. Modern yel değirmeni olarak nitelendirebileceğimiz ilk rüzgâr türbini, 1890 yılında Danimarka’da üretilerek rüzgâr gücünün elektrik enerjisine çevrilmesinde kullanılmış. 20. yüzyılla birlikte buhar gücünün ortaya çıkması ve kentlerin elektriğe kavuşması, klasik yel değirmenlerine zamanın tozlu raflarındaki yerlerini de hazırlamış.(sklife  Ekim 2009 sayısından alınmıştır). Yel değirmenlerinin yapısına bakıldığında üç katlı olduğunu görüyoruz. Katlar ahşap ve taş merdivenler ile çıkılıyor. Küçük küçük

TRABZONSPOR EFSANESİ'NİN DOĞUŞU

Büyük üstad, efsane hoca Ahmet Suat Özyazıcı der ki ; " İbadetin kazası olur ama futbolun kazası asla olmaz " Bu devrim 20-22 yaşlarında Trabzon'lu gençlerin devrimidir. Bu devrim 1974-75 sezonunda Türkiye 1.nci futbol ligine damgasını vuran ve İstanbul hegemonyasına son veren, büyük paraların döndüğü, yıldız oyuncuların istanbul'da toplandığı ve emeğin paraya karşı olan devrimidir. Anadolu'da efsane olacak olan Trabzonspor; bunun sinyallerini 2.nci ligde  (1973-74) iken verdi. O sezon Türkiye Kupası çeyrek finalinde Fenerbahçe'ye ecel terleri döktürmesiyle gündeme geldi.  1.nci lige çıktığı sezon Şenol, Cemil, Necati, Kadir, Turgay, Bekir, Ali Yavuz, Hüseyin Tok ve Ali Kemal gibi 20-22 yaşlarındaki as kadrosunu bozmayarak 1.nci ligde de devam etmesi belkide yaşanmış olan Anadolu devriminin en büyük sebebidir. 2.nci ligde şampiyon olarak 1.nci ligde yoluna devam eden kadronun yaşlarına bakalım.  1973 - 74 Sezonu   (2 lig)  Ka

ANADOLU' DAKİ KANYONLAR

ANADOLU' DAKİ KANYONLAR Ülkemizde gezilip görülmesi gereken o kadar çok kanyonlar, vadiler var ki, ancak bunlardan bir kısmı gezilip görülebilmektedir. Kimisi kuru bir vadi, kimisi ise şelalerin ve göllerin süslemiş olduğu kayalıklar arasına sıkışmış derin su yatakları. Genel olarak bakıldığında kuru vadiler de binlerce yıl önce insanların yaşadığı mağara yatakları ve kaya kiliseleri görürüz. Geçmişin izlerine tanıklık yapmak isteyenler genellikle guruplar halinde buralara akın eder.  Sulu vadi yataklarında ise genellikle adrenalini tatmak isteyenlerin rafting ve kano sporları yapmak, yüzmek veya tırmanmak gibi maksatlı sebeplerden dolayı tercih ettiklerini görürüz. Bu  vadilerin her yıl onbinlerce yerli - yabancı turistler tarafından ziyeret edildiği unutulmamalıdır. İşte bunlardan 45 kanyonu kısaca yazmak istedim. 1 - IHLARA VADİSİ - AKSARAY Dünyanın ikinci büyük kanyonudur.  Ortalama 14 km uzunluğa sahip olan Ihlara Vadisi Aksaray ilinin Güzelyurt ilçesinde olup Nevş

DEV KRALLIK MİLETOS ANTİK KENTİ

Tavşanlı kamp alanındayım. Sabah 08.00 gibi uyanıyorum. Kamp alanının kafeteryasından ekmek ve gazetemi, kamp alanının hemen dışında ise kurulmuş köy pazarından peynir, domates gibi kahvaltılıklar alıp çadırımın hemen yanıbaşında ki masamda güzel bir kahvaltı yapıyorum. Finalinde ise keyf çayımı yudumlarken gazetemin spor sayfasında Trabzonspor'u takip ediyorum. Bu gün ki gezimde Didim'e 18 km. mesafede koloniler kurmuş, felsefe ve bilimin merkezi, filozofların şehri Milet Antik Kenti var. Saat 10.00 gibi Didim'den ayrılıp Balat köyüne doğru yol alıyorum. 2600 yıllık şehir görünmeye başlıyor. Müze kartımı görevliye gösterdikten sonra önce tiyatrodan gezmeye başlıyorum. Tam tiyatronun tepesine çıktığımda şehir sanki ayaklarımın altında. Biraz ileride antik kent sınırları içinde bulunan bir cami ilişiyor gözüme. Kim yapmış, neden yapmış, yüz yıllarca kimsenin içinde barınmadığı bu boş kentte cami ne alaka. Bu merakım daha sonra açıklığa kavuşacak. Her kısmını gezmem ab

BİR ZAMANLARIN FURYASI ÇİZGİ ROMANLAR

Bir döneme damgasını vuran çizgi romanlar dünyada olduğu gibi Türkiye'yi de kasıp kavuşmuştur. Özellikle 1955 ve 1990 yılları arası. Her ne kadar bu gün okuyan olsa bile televizyonların çok kanallı sisteme geçmesi, sonradan internet ortamının doğması eski heyecanını yitirmesine sebep olmuştur.  1900 lü yılların başında gazetelerin ara sayfalarında yayımlanmaya başlayan çizgi romanların okuyucularda patlama yapması haftalık mecmuaların basılmasına sebep olmuştur. Her ne kadar kahramanlarının geneli Amerikalı olması ve olayların Amerika topraklarında geçmesine rağmen (ZAGOR, MISTER NO, TEKSAS, TOMMIKS, SWING gibi) yaratıldığı ve basıldığı yer İtalyadır, yazarları da İtalyan'dır.  Dünyayı kasıp kavuran çizgi roman dünyasından Türkiye'de nasibini almıştır. Yabancı çizgi roman kahramanlarına karşın Tarkan, Karamurat, Karaoğlan, Tolga, Yüzbaşı Volkan gibi kahramanların da ülkemizde doğmasına sebep olmuştur.  Işte bu ülkemizde genellikle okunan ve ilgi gören çizgi

YARIMBURGAZ MAĞARASININ GİZEMİ

Bu günkü gezimizi insanlık tarihinde, 400 bin yıllık geçmişin kanıtı olan ve İstanbul'un göbeğindeki bir yere yani Yarımburgaz Mağaralarına yapacağız. Bulunan buluntular dünya tarihinin geçmişteki en büyük tartışmasız belgesidir. Dört ayrı mağaradan oluşup mağara çevresinde de birkaç kaya mezarları da bulunmaktadır. Maalesef İstanbul’un bilinen iki tarih öncesi höyüğü olan İçerenköy ve Fikirtepe höyükleri inşaat çalışmaları, bina vs. arkalarında iz bile bırakılmadan yok olup gitmiş, burasıda nasibini almak üzeredir. Türkiye’de Paleolitik çağlardan Bizans’a kadar 400 bin yıllık insanın yerleşim serüvenine ait çok az rastlanacak kadar iyi korunmuş buluntularla en eski yerleşim yeri bu mağaralardır.  Bir keresinde meraktan veya maceradan olsa gerek birader ve yeğenim ile mağaraya demir parmaklıklar altından sürünerek giriş yaptık. Telefonlarımızın feneri ile yarım saat yol aldık. Birazda ürpertici bir havası vardı. Şarz bitimine karşı geri dönmek zorunda kaldık. Sanırım

İASOS ANTİK KENTİ

Milas üzerinden Bodrum'a doğru yol alırken sağdan İassos tabelasını takiben Kıyıkışlacık bölgesine doğru yol alıyoruz. Burası kendi halinde küçücük ve tipik bir sahil balıkçı köyü. Konum ve güzellik itibarı ile de bir çok dizi ve sinema çekimlerinede  ev sahipliği yapmıştır.  İasos Antik Kenti, Milasa 28 km. uzaklıkta olup Kıyıkışlacık Köyü'ndedir. Kent üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerine kurulmuştur. Daha önce bir ada konumunda iken zamanla toprak dolgularının birikimiyle yarımada haline gelmiştir. Mitolojiye göre Argostan gelenler tarafından kurulduğu ve ismini kolonilerin başı İasos'tan aldığı söylenmektedir. İasosda yapılan kazılarda kentteki en eski yerleşimin M.Ö.III. bin sonuna kadar uzandığı tesbit edilmiştir. Tarihçi George Beanin Karia adlı kitabında şöyle yazar; ve mitolojiye göre İasos'ta erkek çocukların gimnasiumda çalıştıktan sonra denizde yıkanmalari bir gelenekti. Bu sırada kıyıya yanaşan yunus, çocuklardan birini sırtına alıp, açıkl