Kula Peribacaları ve Kula gezimiz sonrası Salihli'ye doğru yol alıyoruz. İlçe merkezini geçtikten 7 km. kadar sonra Sart beldesinin solunda kalan antik kente ulaşıyoruz. Bu kent aynı zamanda dünya şehirleri arasında sayılmaktadır.
Manisa'ya 62 km mesafede olan Sardes Antik Kenti aynı zamanda Lidya Krallığının başkentidir. Sardes Antik Kenti, Tmolos Dağları’nın (Bozdağ) eteklerinde, Ege sahilinden Anadolu’nun içlerine uzanan yolların üzerinde stratejik bir konumda almakla birlikte Hermos (Gediz) Nehri’nin iyi sulanan ovasına ve Gyges (Marmara) Gölü’ne bakan bereketli ve güvenli bir alanda yer alır.
Batı Anadolu’yu hakimiyeti altına almış bir imparatorluğun başkenti MÖ.6 ve 7 yüzyıllarda büyük bir ekonomik ve politik güce sahiptir. Sikkenin doğum yeri olmakla birlikte aynı zamanda adı hayal bile edilemeyecek zenginlikle özdeşleşen Krezüs(Karun)'ün vatanı olan Sardes, antik dünyanın önde gelen şehirleri arasında yer almaktaydır. Bu şehir Roma ve Bizans döneminde de önemini korumuştur.
Lidya; sonrasında ki Roma ile Bizans döneminden kalma pek çok tarihi değeri barındıran bu kent, kent planlaması konusunda emsalsiz olup, Mezopotamya dışındaki en büyük savunma duvarı ile çevrilmiştir. Günümüze kadar gelmiş olan dünyanın belki de en görkemli İon düzeni tapınaklarından birine ev sahipliği yapan antik kent, korunmuş Roma yapıları içerisinde anıtsal bir hamam, gymnasium kompleksi ve antik dünyanın en büyük havrasına sahiptir.
Kentin akropolisi, ovadan 300 metre yukarıda yükselen bir kale gibidir. Akropolis’in eteğinde yer alan Paktolos Nehri kente yalnızca su değil, altın da taşımıştır. Bugün bilinen madeni para yani sikkenin doğum yeri olan Sardes, antik dünyanın önde gelen şehirleri arasındadır. MÖ.1 yüzyıla gelindiğinde Paktolos’taki altın varlığının tükendiği söylense de Sardes “altın” sıfatıyla anılmaya devam etmiştir.
Marmara Gölü’nün güney kenarında yer alan ve Lidya tümülüs mezarlık alanı olan Bin Tepeler, dünyanın en büyük tümülüs alanıdır. Kraliyet mezarlığı olan Bin Tepe, daha erken ve daha geç dönemlere tarihlenen kalıntıları ile Lidya dönemine ait sadece bir mezarlık alanı değil, kültürün devamını gösteren bir anıttır.
Manisa'nın Salihli içlesinde yer alan dünyanın en eski tiyatrosu tekrar eski ihtiyaşıma kavuşmayı beklemektedir. 20 bin kişi kapasiteli tiyatro alanının MÖ 200'üncü yıla ait olduğu düşünülüyor
Tarihi koruma alanında bulunan, Anadolu'nun yedi tapınağından biri olan Artemis Tapınağı, Antik Çağlarda Batı Anadolu'daki Yahudi varlığının en önemli kanıtlarından biri sayılan Sardes Sinagogu, Roma dönemine ait hamam ve gymnasium Kompleksi'nden kalıntılar açısından oldukça önemli ve eşsiz kültürel varlıklardır.
Geniş kapsamlı gezemesek bile ancak 2 saatimiz burada geçmiştir.
Bir başka Kayıp Şehir Anadolu'da görüşmek üzere
Yorumlar
Yorum Gönder